Lise öğrencileri, sosyal medya bağımlılığına sahip - Yaşam Cafe

Lise öğrencileri, sosyal medya bağımlılığına sahip

Lise öğrencileri, sosyal medya bağımlılığına sahip
Yalnızlık arttıkça sosyal medya bağımlılığı artıyor. Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Önlem alınmazsa kimliğimiz değişecek”

Üsküdar Üniversitesi, Üsküdar Kaymakamlığı ve Üsküdar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ortaklığında yürütülen ‘Değişim Benden Başlar Sosyal Medya Farkındalığı’ Projesi tamamlandı.  Üsküdar’daki çeşitli türdeki liselerden seçilen 8 uygulama okulundaki 1453 öğrenciye 6 ay boyunca sosyal medya okuryazarlığı eğitimi verildi. Proje kapsamında yapılan araştırma ise çarpıcı sonuçlarıyla dikkat çekti. Araştırmada lise öğrencilerinin zihinsel meşguliyet yaratan bir sosyal medya bağımlılığına sahip oldukları ortaya çıkarken; liseli kız öğrencilerin sosyal medya bağımlılık puanları erkeklere oranlara daha yüksek çıktı. Araştırma sonuçları, yalnızlık arttıkça sosyal medya bağımlılığının da arttığını gösterdi. 

Bizim kültürümüzün yalnızlığı teşvik etmeyen bir kültür olduğunu vurgulayan Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ancak buna gençlerin kendini yalnız hissettiklerine işaret etti. Kimlik oluşumu ve kültür aktarımında ailenin yerini artık sosyal medyanın aldığını kaydeden Tarhan, “Böyle gidersek 30 yıl sonra küresel kimliğin çocuklarına sahip olacağız. Yani kendi milli kimliğimiz değişmiş olacak. 20-30 yıl sonra Hollywood kimlikli gençler Türkiye’yi yönetecek.” uyarısında bulundu. Bu yaş kuşağının buyurgan ebeveynlik tarzını reddettiğine dikkat çeken Tarhan, “Buyurgan tarzı olan anne ve babaların çocukları sosyal medyaya daha çok yöneliyor.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Üst Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan başkanlığında, Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal koordinatörlüğünde yürütülen ‘Değişim Benden Başlar Sosyal Medya Farkındalığı’ Projesi ekibinde Üsküdar Üniversitesinden Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Çiğdem Yektaş, Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi İbrahim Şahbaz, Üsküdar İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Fehmi Gür, Üsküdar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden Betül Belkıs Okutan ve Üsküdar Kaymakamlığı Proje Uzmanı Hüseyin Karaman yer aldı.

Araştırmada Üsküdar’da yer alan çeşitli türdeki liselerden seçilen 8 uygulama okulundaki 1453 öğrenciye 22 Aralık 2021 ile 15 Haziran 2022 tarihleri arasında 6 ay boyunca sosyal medya okuryazarlığı eğitimi verildi. Üsküdar Üniversitesi Senato Salonu’nda gerçekleştirilen projenin kapanış töreninde projenin paydaşlarıyla projenin çıktıları ele alındı. 

Sinan Aydın: “İsmiyle müsemma bir proje” 

Üsküdar İlçe Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın, Üsküdar Üniversitesi ile gerçekleştirilen bu çalışmanın çok verimli olduğunu ve önemli sonuçlar elde edildiğini vurgulayarak “İbn Rüşd, ‘Yumurta dıştan bir mukavemetle kırılırsa hayat son bulur, içten bir mukavemetle kırılırsa hayat başlar’ diyor. Değişim Benden Başlar projesinin adı bana bu sözü anımsatıyor. Hakikaten buna çok ihtiyaç var. Proje de ismiyle müsemma, içerisi dolu bir proje oldu. Keyifli ve güzel bir çalışma oldu. Sonuçları da bizim için çok kıymetli. İnşallah sonuçlarıyla ilgili de ne yapabiliriz diye kafa yoracağız. Emeği geçen herkese teşekkür ederim.” dedi.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Araştırma Türk gençlerinin bakış açısını yansıtıyor”

Değişim Benden Başlar Projesi kapsamında Üsküdar’da 1453 öğrenciye ulaşıldığını ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Aslında bu araştırmadan hareketle bütün Türkiye için bir bakış açısı çıkarabiliriz. Manchester Üniversitesi’nin yalnızlık üzerine yaptığı bir çalışma vardı. O çalışmada yer alan 16-24 yaşlarındaki gençte ‘Kendimi çok yalnız hissediyorum’ deme oranı yüzde 40’tı.   Tüm dünyada 50 bin civarında gencin katıldığı bir araştırmaydı. Türkiye’nin de dünyadaki rakamları yakaladığını söyleyebiliriz. Gençlerin ‘Kendimi bazen çok yalnız hissediyorum’ deme oranı yüzde 42, ‘Her gün yalnız hissediyorum’ deme oranı ise yüzde 15 olarak tespit edildi. Sık sık, hiçbir zaman, her gün ve bazen diyenlerin toplamı da yüzde 80’i buluyor.” dedi.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Kültürümüze rağmen gençler kendini yalnız hissediyor”

Bizim kültürümüzün yalnızlığı teşvik etmeyen bir kültür olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Buna rağmen gençlerin yalnızlık hissetmesi küresel faktörlerden İngiltere’deki gençlere kıyasla daha çok etkilendiğini gösteriyor. Kimlik dediğimiz zaman kültürel kimlik var, aileden alınan çevresel kimlik ve cinsel kimlik var. Kimlik oluşumunda ailenin yerini sosyal medya almış. Araştırma sonuçları da gösteriyor ki sosyal medyada 7 saatin üzerinde zaman geçiren, bağımlı olarak değerlendirilen ve yalnız hisseden gençlerin oranı oldukça yüksek. Öyle ki yalnızlık yükselince bağımlılık da yükseliyor.” diye konuştu.  

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Sosyal medya ve internet evimizin açık kapısıdır”

Gençlerin sosyal medyayı sosyalleşme aracı olarak gördüklerinin altını çizen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Aslında sosyal medya, sanal medya olarak adlandırılmalı. Sosyal medya olarak ifade ediliyor ama vakit geçirenler hiç sosyal değil. Sosyal medya adı altında biz kendimizi kandırıyoruz. Kişi en güvenilmeyecek kişileri evin güvenli ortamına davet ediyor. Bunun için sosyal medyayı ve interneti evin açık kapısı olarak tanımlıyoruz. Ev güvenli sanıyoruz fakat evin açık kapısı var, o kapıdan farkında olmadan çocuğumuzun odasına birçok bilgi giriyor. Bunu da bilmek gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Gelecekte Türkiye’yi Hollywood kimlikli gençler yönetecek”

Araştırma sonuçlarına bakıldığında kız öğrencilerinde bağımlılık çıkmasında kültürel bir bağlantı olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kızların sosyal medyayı tercih etmesinin nedeni çekici geliyor olmasıdır. Çünkü kız çocukları toplumda fazla kısıtlanıyor. Onlar da sosyal medya aracılığı ile bir anlamda by-pass oluşturuyor. Erkek çocukları dışarıda daha rahat zaman geçirebiliyor. Tiktok gibi küresel projeler var. Örneğin Güney Kore’de kız çocukları bu projelerin en çok kurbanı olanlardır. O platformdaki rol modellere aşık olarak onları takdir etmeye çalışıyorlar. Kimlik gelişiminde eğer böyle gidersek 30 yıl sonra küresel kimliğin çocuklarına sahip olacağız. Yani kendi milli kimliğimiz değişmiş olacak. 20-30 yıl sonra Hollywood kimlikli gençler Türkiye’yi yönetecek. Anne ve babaların bunu bilmesi gerekiyor.” diye konuştu.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Bağımlılıkta ev ortamı ve aile ilişkisi önemli kriter”

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, meslek profesyoneli olarak çocukların daha 0-6 yaş arasında dijital okuryazarlığı öğrenmelerini uygun gördüklerini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:

“Prensip olarak 0-3 yaş arasında çocuklara tek başınayken tablet ya da akıllı telefon verilmemesi söyleniyor. Ebeveyn gözetiminde çocuğun dijital okuryazar olması gerekiyor ama erken ergenlik dönemine kadar tek başınayken eline tablet ya da akıllı telefon vermek onu sokakta tek başına bırakmaktan farklı değil. Eğer ebeveynler çocukları ile konuşabiliyorsa, birlikte zaman geçirme oranı fazla ise çocukta risk azalıyor. Anne ve babası ile zaman geçirme oranı yüksek ve ev ortamı sıcak olan sosyal medya bağımlılık oranı düşük çıkıyor. Çocuk evi seviyorsa sosyal medya ve internet ile biraz ilgilenip kenara bırakıyor ve günlük yaşamına devam ediyor. Eğer sevmiyorsa stres azaltma tekniği olarak kullanıyor ve böyle olunca da sahte bir rahatlama oluyor, kendilerini kaptırıyorlar. Ev ortamı iyiyse çocuk sosyal medyanın tutsağı olmuyor. Ebeveynlerin evi nasıl sıcak ve cazip bir ortam haline getireceklerine odaklanmaları gerekiyor. Ergenleri karşımıza alıp düzeltmek için uğraşmayı değil onunla birlikte yürümeyi tavsiye ediyoruz. Aileler çocuklarının yol arkadaşı olabilir.”

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Çocuğa örnek olmak ve buyurgan yaklaşmamak gerekiyor”

Bu yaş kuşağının buyurgan ebeveynlik tarzını reddettiğine dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Buyurgan tarzı olan anne ve babaların çocukları sosyal medyaya daha çok yöneliyor, kendilerini güvende hissediyorlar. Erken ergenlik dönemine kadar çocuklar ebeveynlere muhtaç oldukları için dinleme potansiyelleri daha çok oluyor. Ancak ergenlikle birlikte artık arkadaşlar ebeveynlerden daha önemli hale geliyor, etki – tepkiye daha açık oluyorlar. Aileden kopması çocuğun biyolojik doğasının bir parçasıdır. Bireselleşmesi lazım. Evdeki ortam güzelse ve severek eve geliyorsa ailenin kurallarını bozmaktan kaçınıyorlar. Çocuğu yetiştirirken hayalleri ve kuralları olan bir aile ortamı kurulmalı. Böyle yapılabilirse çocuk evdeki kurallara uyuyor. Anne ve babaların eve geldiklerinde hemen bilgisayarı açıp öyle vakit geçiriyorsa çocuğa verdikleri nasihatlerin hiçbir anlamı kalmıyor. Örnek olmak ve buyurgan yaklaşmamak çok önemli.” dedi.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Ebeveynler çocuklarıyla daha çok ilgilenmeli”

Bağımlı çocukların genelde anne ve babası ile konuşamadıklarını ifade ettiklerini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sözlerini şöyle tamamladı: “Böyle olunca da streslerini sosyal medyada çözmeye çalışan gençler oluyorlar. Araştırma sonuçları gösteriyor ki yüzde 51’inde uyku bozukluğu gelişiyor. Bu çok ciddi bir oran. Bu durum Google’ın ‘En büyük rakibimiz uyku’ sloganını hatırlatıyor bana. Oranlara bakılınca aslında başarılı olduklarını yani gençlerin uykusunu bozduklarını söyleyebiliriz. Göz kuruluğu oranı da yüzde 42 olarak tespit edildi. Bu veri de maruziyetin yüksek olduğunu ve bu yaş grubunda göz hastalıklarındaki artışın şaşırtıcı olmayacağını da gösteriyor. Araştırma sonuçları, gençlerin ebeveynlere değil sosyal medyaya baktığını ortaya koydu. O halde ebeveynlerin çocuklarla daha çok ilgilenmeleri gerekiyor. 50 yıl önce anne ve babalar çocukları ile yarım saat vakit geçiriyorsa bu zamanda 1 saat geçirse de daha kaliteli geçirecek. Vakit ayırılamayacaksa çocuk dünyaya getirilmemeli. Çocuklarımız yoksa popüler kültürün çocuğu olur.”

✎ Dileklere kavuşmanın etkili yolunu öğrenmek istiyorsanız tıklayın.

0 Yorumlar